24 Eylül 2013 Salı

Çiçek açtı kalbim ve de kıyafetlerim :)


Yeni yaşım hayırlı uğurlu olsuuuuun :)

Canım eşim harika çiçek sürprizi yaptı . Rengarenk ,tam benlik.

O gelene kadar vay efendim şunu mu giysem ne yapsam derken sonunda tam mevsimine yetiştirdiğim ,-çiçeklerimle oldukça uyumlu olmuş- Koton elbiseyi giydim . Bütün yaz 50 faktör güneş kremiyle korununca Antalya da olmama rağmen beyaz kaldığım da gerçek :) Teşekkürler Vichy .

Çok mutluyum ,çok. 

                         
Elbise Koton
Ayakkabı Zara


Küpe Mango

Ve asıl mesele yeni kullanmaya başladığım Toni Guy saç şekillendiricisi. En yakın zaman da paylaşacağım. 

Görüşmek üzere .

Günaydın Dünya'm !



Dünyaya gelmemin 28. yılı  kutlu mutlu olsun :) İyi ki doğmuşum... İyi ki harika bir aileye ve harika bir eşe sahip olmuşum. 
Sonuç cümlesini başa yazmak istedim. Tüm cümlelerim onlara çıkıyor. Küçük bir kasaba da doğduk, ama büyük hayallerimiz vardı ve hiçbirimiz kimsenin hayallerini küçük görmedik. Biz büyüdük, Dünya da bizimle büyüdü. 
Dün oldukça çetin bir yaş sendromu geçirdim. Kendi bildiğimden olsa gerek 20 gün önceden not yazmışım bugün için, kendime ve eşime :) Tabi ilk duyduğunda insana garip geliyor, bir nevi geleceğe mektup yazıyorum ve çok hoşuma gidiyor. Liste bile yaptığım oluyor, bunları gerçekleştirdin mi,nasıl oldu diye ? Kendi geleceğimden hesap mı soruyorum ne ? :D

Not : Yeni yaşım çok şanlı olacak , biliyorum <3

23 Eylül 2013 Pazartesi

Elegance Soft Colors SKY BLUE Lens



Merhaba,
Birkaç gündür hayatıma ne yapsam da renk katsam melodramındaydım ki kendimi lens almış olarak buldum. Sanırım bu doğum günümün yaklaşması , 28 yaş sendromu da olabilir :) Öncelikle şunu söylemeliyim, deneyimli lens kullanıcısı değilim, birkez Freshlook un 3 aylık lensini 3 kez takmış atmış biriyim . Kısacası bu konudaki tecrübem , tecrübesiz oluşumu bilmem.
her neyse,
1. Gözlerimde hiçbir makyaj yok, göz altlarımı görmezden gelin,kızarık benekler var ama zoomlayınca o flasta böyle bütün hücrelerim çıkmış işte :)

2. Marka : Elegance ,renk : Sky Blue
Fiyat : 55 TL

3.Solüsyon: Baush Lomb, Bio True
Fiyat: 28,50TL

İlk defa kullanacaksanız uygun bir ürün bence fiyat konusunda , 3 aylık, hani gözlere yaramazsa öyle 200-300 liraları çöpe atmazsınız.Yüzümüzü pürupak yapıp takıp, sonra istenilirse makyaj yapılıyor, inceliği oldukça iyi, yandan bakıldığında kalın bir tabaka görünmüyor, ve özellikle soğuk ten rengine sahipseniz harika duruyor. Sıcak  tenlilere yeşili daha çok yakıştırıyorum ben . Kullanımı konusunda ilk başta zorlanıp defalarca el yıkamak zorunda kalsam da 2. gün bu işe alışmıştım . Hatta solüsyonu gözüme bile damlattım, 1 damlacık, zaten çok fonksiyonlu ve gerçek gözyaşına da benzeyen bir solüsyon ,kesinlikle mükemmel. 7 Yıl önce gözlerimi çizdirmiştim, kuruluk var dolayısıyla , biraz nem iyi gelir dedim ve hakikaten de öyle oldu :) ferahladım resmen.

Şaşırabilirsiniz ama solüsyonun çok fonksiyonlu olduğunu gözlükçü söyledi. Yeni çıkardıkları bir ürünmüş, özellikle az uyuyan , bilgisayar başında kuruluktan yakınanlar için sıcak kumlardan  soğuk sulara atlamak gibi ferahlatma etkisi var ve lenslerinizi temizlemede de çok iyi. Ben çıkardıktan sonra 3 damla yapıp avucumun içinde duruluyorum, lens kabını da solüsyonla yıkıyorum ve çok memnunum .

İlk kullandığımda batma ,kızarıklık oldu, fotografta da belli bu durum ama 2 . gün düştü bile sandım gözlerimden.

Renkli Günler hepimize :)

İçimden geldi...

Doğa , 

  1. Tabiat.
  2. İnsan eliyle büyük değişikliğe uğramamış doğal güzelliklerini koruyan, genellikle şehir dışı kesim.
Mevcut tanımı Türk Dil Kurumu yapmış, iyi mi yapmış tartışılmalı bence. Evet şu konuda haklı, insanın eli- eteği- bedeni değmeyen, değmemesi gereken ! Ama şurada da yine o insan olma kibrini sürdürmüş, sanki biz ona ait değilmişiz gibi... 

Bazen diyorum ki dile gelseler keşke, suskunluklarını bozsalar ,onlar konuşsa ve biz sussak artık... Bizi onlardan uzaklaştırsalar. 


Şaşıyorum hala içinde yaşadığı dünyanın kirliliği ,hayvanlara yapılan zulüm ve işkenceler, yediğimiz içtiğimiz ne varsa içine karışan karıştırılan hiçbir şeyle ilgilenmeyen , tek bir fikri bile olmayan insanlara şaşıyorum.

Bu aralar TERRANOVA adlı bir diziye başladık. Terra toprak demek hepimizin çoğrafya derslerinden bildiği gibi, nova da yeni. Yeni toprak. İnsanlar yaşadıkları yüzyılın doğasını mahvedip üstün teknolojileriyle dinozorlar çağına ,havası suyu temiz , yeni bir yaşam kuralım diye geçiş yapıyorlar. Doğanın peşini bırakmayan insanoğlu ,nefes alamadığı kendi dünyasında uçan arabalarına rağmen karbondioksit seviyesini düşüremiyor. Benim kurduğum tüm hipotezleri adamlar bir araya getirmiş ve film yapmışlar. Şiddetle izlemenizi tavsiye ederim. 



2 Ağustos 2013 Cuma

Anlar...




Yazmayalı 3 ay olduğunu fark edince  kendi kendimi dışlayasım geldi gerçekten, ama çok şey geldi geçti, fotoğrafların ilki Isparta da çekildi öyle windows masaüstü görüntüsü gibi olduğuna bakmayın :) diğerleri Antalya /kemer, ve yeşilliği görüp benim nefes egzersizleri yaptığım diğer yerlerden biri ve fotolarımı çeken canım eşime de teşekkürler doğrusu hep yakalamış en güzel pozları :)
Bloga başlarken düzenli olucaktım,dağıtmayacaktım öyle gün aşırı yazacaktım ya hani,peeeeh,diyesim geldi kendime. Bir kerede düzenli ol be kardeşim ya, bir şeyide tam anlamıyla yap... Tembellik değil bu kanımda dolaşan hangi dağınıklıksa bir başka .Divan edebiyatında Rind/Zahid tipler olur ya hani, işte sanırım ben o rind tipim... Lale devrinde başımıza gelen Nedim gibi... Yaşamakla ilgileniyorum ve sevmekle hayatı gerisi vesaire gibi. :)
Facebook a yüklendiğim için mahrum kaldı buraları ama artık düzenli yazacaksın Nazenin Hanım, lütfen ama ... Ay bu noktalama işaretlerini nerden bir bulmuşlar o bile sıkıyor insanı sıcakta. Sanmayın hep vardı, Tanzimat Edebiyatıyla Şinasi Amcam bbulmuş getirmiş medeni olmuşuz bitmiş. Çok mu allegorik dil kullanıyorum acaba dedim kendime , sanırım Otomatik Portakal sarstı beni ve birde üst komşumuzun gitara başlayan ergeni :S Serinlikle Kalın ,Hülogh herkese :D

1 Ağustos 2013 Perşembe

Ne işte biriktirdim geldim :)

Uzun zamandır yazmıyorum , ee zaten günlük  budur,yaşadıklarını sindirirsin, aylar geçer 'Ah canııım günlüğüm,epeydir yazmıyorum der, 140 yapraklı çizgili deftere ruh üfler ve ondan özür dilersin..Hangimiz yapmadı ki ? Aslında 'HÜLOOOOGH'' diye başlayasım, Antalya sıcağının hücrelerime yaptığı terleme azabını bu şekilde anlatasım vardı lakin benim blogum öyle siyasi kelimelerden uzak, cici bici fındık paresi blog , aaaa o da nerden çıktı şimdi derler :)
Günler günleri kovaladı, aylar aya karıştı ,ülke gündemi sarstı, oklavaya yapışan hamur kıvamına getirdi beni. Haberleri izleyip şaşırmaz, Vandetta kuşağıyla değişen, vienatta dondurma hastası olan biri oldum çıktı a canlar ...Korsan kitap almaktan vazgeçip ,önünden geçer iken bile 'tü kaka sizi terbitesizler' bakışı bile fırlattım, ama bu arada da teyzelerin pazardaki en ucuz meyve sebzeyi bulma aşkı gibi indirime girecek kitap takibim de başladı... O sitede %25 başka site de %27 olasılığını bile biliyorum, kitap alacaksanız danışabilirsiniz nerede en ucuzu diye :D Kardeşimle telefon görüşmelerimize benzedi bu yazı, illaha kitaplara geliyor bir şekilde ,anaaam ne bu ya... Heee zaten anlatacak ekstrem sporum ya da yeteneğim vardı da ben mi sustum, ' Az önce helikopterle eve geldim, İsveç harika o yee'' demem gerekti de ben mi demedim :)


1 Mayıs 2013 Çarşamba

Harika bir söz...


Güvendiğiniz dağlara karlar yağdığında en güzel çare, dağ ile karı başbaşa bırakmaktır. Gün gelip karlar eridiğinde; dağ yolunuzu gözleyince en güzel cevap, başka bir dağdan selam yollamaktır.
Hz.Mevlana

30 Nisan 2013 Salı

Kurtul!

Bu aralar hayatımın en sade, en durgun zamanlarından... Klasik bir terazi burcu olarak, takıp takıştırdığım sürüp sürüştürdüğüm her şeyden olabildiğince arındığım, dolabımda yıllardır olan kıyafetlerden kurtulduğum, dostluklarına anlam veremediğim, yıllardır bencilliklerinden yorulmuş arkadaşlarımdan uzak, yalın,güzel mi güzel bir dönem ...
Meğer ne yükmüş insana...Evdeki halıları bile kaldırdım ...Yok abartmadım evi boğan ,hayatımı boğan her şeyden kurtuldum ... Bütün gün boyunca nereye gitsem elimden düşmeyen telefonum aklıma bile gelmiyor, sadece canım eşim ve canım ailemle konuşuyorum. Terazi burcunun bitmek bilmeyen arkadaş sevgisine de artık bir farkındalık yaratıp dur dedim ,zira çok da iyi ettim....
Sanırım bunun nedeni insanın gerçekten sevdiği, güvendiği ,yeri geldiğinde en yakın arkadaşı dostu olan eşinin varlığı... Yıllar önce tanısaymışım demek ki hayatımın ne iyi olacakmış değil mi?
<3 sevgi pıtırcığına bağlamayacağım tamam tamam ,sustum :)
Sadece eğer kendini kötü hissediyorsan,şimdi şu an, git ve kıyafet dolabını temizle,çok iyi gelecek!

Gezelim-Antalya-Tünektepe,Gel Arkadaş!

Merhaba dünya ,
Uzun zamandır ara verdiğimin farkındayım. Bahar geldi diye sürekli'çıkalım,gezelim, gezelim ' modundayım bundan bir türlü kurtulamıyorum :) Alışveriş de değil, öyle tiyatro sinema gezmeleri de değil, öyle boş boş da olsa iki park bahçe gezeyim, gökyüzüne bakayım istiyorum :) Tüm bu olanlar Antalya Tünektepe de bulutun içine düşünce başladı .' Yav yemişiiiiim dünyayıııı,ne çalışması ne işi gücü,hayata baksana sen oluuuum'' şeklini aldım, robin sharma kıvamına geldim. Eğer yolunuz  bir gün  Antalya dan geçerse ' aaay iki denize girelim deyip 50 derecenin altında terlemeyin ve buraya mutlaka gidin : TÜNEKTEPE





 
çok güzel, gerçek mi burası denilecek kadar güzel hem de...Nasıl gidilir sorusuna gelince ?
Burası aslında Antalyalılar arasında efsanedir,'Döner Gazino ' olarak bilinir cümlemizce ve hep ' Orası çok çok pahalıdır'' Öyle imiş,eskiden...Cebinde yüz daaalırını alan iş adamları gidip viskisini böyle bir manzara ve oksijenle içiyormuş, güzel kızlar eşlik ediyormuş vs vs vs,işin dedikodu kısmı bir yana gerçek oksijen işte orada arkadaş! Kalmış hala dünyada oksijen varmış!! Bizzat soludum, içime derin derin çektim,  Dünyaya karıştım, su oldum ,balık oldum,hayat denen lütuf oldum...Her neyse :)
Şimdi ise,Kemer yoluna çıkıldığında Antalya dışına henüz çıkmışken sağda tabelası var ve artık Özel İl İdaresine ait. dağın tepesine çıkarken 3,5 km lik bir çıkış var,yolu gayet güzel fakat çok dik,hani arabayı bilmeyen tecrübesiz biri sürerse başladığı yere geri dönebilir o derece dik dönüşler var ama yine de yolu var sonuçta :) Biz anam babam vitesli palyoyla çıktık,bir şey olmadı. Zirveye geldiğimizi buluttan anladım valla ben hani bir çizgi film vardı,fasulye ağacıyla başka bir dünyaya çıkıyordu ya hani kahraman,hah,tam olarak öyle,serin ,taptaze bir rüzgar.....
 
Ve işte tam o esnasa uzunca nefes alma zamanı....
 

Daha öyle güzel fotoğraflar vardı ki yükleyemediğim...Fotoğraf boyutlarıda ayarlanmadı,üzgünüm,tadımlık oldu böyle ama,İçeride artık gazino yerine cafe var,adı üstünde içeriye gidriğinizde derinden bir ses duyuyorsunuz ve yavaşça döndüğünü fark ediyorsunuz,her yeri cam ve ortadaki bar kısmı sabit ,1 saatte sanırım tam dönüş yaparak Antalyanın her yerini arada bir bulutun içinde kala kala izliyorsunuz. Türk kahvesinin tadı aynı olsada manevi boyutuyla daha mı güzel geliyor ne ?
 
 
 
 
 


 O kadar yükseğe çıkılırda böyle fotoğraf çekilmez mi?
 
Özetle : Burayı görmeden bu dünyadan gitme !
Sevgiler <3

30 Mart 2013 Cumartesi

Bath and Body Works parfümü,bahar gibi

Uzun zamandır paylaşmak istediğim Bath and Body Works un baş tacı parfümü Black raspberry Vanılla...

Kokusu şekerli tatlı bir koku...Ben koklamadan önce vanilya kokusunun çok baskın geleceğini düşünmüştüm fakat öyle değil, bahar gibi kokuyor sanki...Bahar gibi... Ağır kokulardan hoşlanmayanlardansanız hafif tatlı ekşi kokusu hoşunuza gidecek.
Benim için önemli diğer unsuları ise;
Alkol oranının çok az olması ve cilde temas ettiğinde kesinlikle allerji, kırmızılık vs gibi tahriş etmemesi ...Sağlık Bakanlığı onaylı bir parfüm  ,doğal ürünlerden elde edilmiş, Avon un sadece tarım bakanlığı onaylı olan parfümlerinden hem daha kaliteli hem de daha kalıcı...

Bence diğer önemli olan kısmı ise bu firmanın ürünlerinin hiçbirini hayvanlar üzerinde denememesi...Çoğu kişinin böyle bir şeyin varlığından bile haberdar olmadığına  biliyorum bu konuya dikkat etmek fazla hassasiyet gibi gelebilir ama interneti biraz gezip bakarsanız hayvanların kozmetik fabrikaları tarafından nasıl telef edildiğini göreceksiniz .Bath and Body nin Özellikle üzerinde bandrolü var ve inşallah Türk firmaları da bu konuya dikkat eder :)

Hazır bahar geliyor ve yenilenme duygusu içerisinde iseniz bu parfümü denemelisiniz...Harikaaaaa<3

H&M Antalya ya Hoş geeeldiiiin :)

 Nazenin Antalya dan bildirir:

* Sabah ilk işimiz bana çalışma odası haline getirmeye çalıştığımız oda için masa vs almaya gitmek oldu lakin bir türlü istediğim masayı bulamadım. Hatta yemek odalarının,çalışma odalarının,mutfak masalarının hepsine oturdum oturdum denedim ,yok ,benimseyemedim bir türlü ve en sonunda sanayi taraflarında büro mobilyaları satan bir yerde öğretmen masası olarak satılan masayı beğendim ve sandalyesiyle birlikte aldık ama hem de nakliye dahil ikisi 180tl :) Ucuz olma nedenini bende anlayamadım,fazla sorgulamadım da artık .Gitmek almak isteyenler için yer : Antalya Eski Sanayi sitesine girmeden önce solda olan Ceylan Mobilya...Gerçekten 140 cm uzunluğu olan kocaman masa,her yerde 350 civarıydı en ucuz. 

Okullara yapıp gönderiyorlarmış... Yarın geldiğinde fotolarını paylaşırım.

*Günün diğer kısmı ismi Antalya ya açılan yarı açık Avm Olan Erasta ziyaretimizdi. Henüz tamamı bitmese de ferah özellikle bahar havasında muhteşem bir avm olmuş .Antalyalılar için özel olmasının nedeni bence H&M ...yıllardır neden burada da yok derken şimdi var artık. Açılışa özel indirimler vardı fakat çoook kalabalıktı. Çiçek desenli bir elbiseyi çok beğendim fakat kuyruk 5 m vardı kabinlerde. Yazın bakalım nasıl olacak sıcakta :)
*Uzun zamandır yazamama nedenim netimiizn olmamasıydı fakat şimdi bu işi hallettik.Superonline turkcell
Fiber nete gel kampanyası,sınırsız,40 lira,24 ay tahahhütlü,herhangi bir ücret yok(damga vergisi hariç) Bu konuda da adil kullanım kotası çıkmış,şu an 20 mhps hız söz konusu fakat aşarsak hızımız düşecekmiş. Sınırsız tüm internetlerde bu varmış,yeni öğrendim fakat şu bir gerçek,hepsi ttnet tabanını kullanmasına rağmen en yavaş ttnet imiş aralarında. Güzel bir kampanya olmuş,3 aylık digiturk paketi de hediye,fakat biz bağlatmayı düşünmüyoruz :)

* Uzun zamandır yazmayınca her şey birikti sanki...:)

Artık netim olduğuna göre paylaşımlara devam...

Sevgi ve sağlıkla <3








18 Mart 2013 Pazartesi

Biotherm den çıktım yola :)

Merhaba ,
Ne zamandır yazmak istiyordum resimde görülen bıotherm in nemlendiricilerini... Aklıma enteresan bir şekilde geldi aslında bloga yazmak. Dün eşim, mısır patlatmaya diye mutfağa gidip evi yakmadan geri döndüğü için yaktığı tencereyi nasıl kurtarabilirim diye uğraşıyordum :P Küçük çorba tenceresine koymuş bir avuç mısır, tabi doğal olarak dibindekiler yanmış,yanıkları poşete koyup delilleri ortadan kaldırmaya çalışırken poşet tencereye yapışmış sıcak olduğu için,panikle Allahtan tencereyi çöpe atmamış(ki niyeti atmakmış,nasıl olsa bir tencerenin yokluğu fark edilmezmiş :))
Tabi ondan önce de salon halısına 1 sürahi suyu döktü dün akşam,şu an salon halısının altında sehpa kurumaya çalışıyor ,ev yanık kokuyor ,özetle : Bir daha mutfağa girmese iyi olacak :)


Tencere dün geceden bu yana su,deterjan,karbonat bekledi,ama yine de çıkmamış yanıklar,ben de toz lavobo açıcının yarısını üzerine de bir litre sıcak suyu döktüm,2-3 dakika içinde ayna gibi oldu :) saatlerdir boşa uğraşıyormuşum,eğer başınıza gelirse mutlaka -hiç uğraşmadan -bu yolu deneyin ...

Nemlendiricilere gelince;

Eğer cildiniz karma ise, bir kısmı yağlı,bir kısmı kuru,kışın çoğunlukla kuru ve eözellikle belirtmeliyim ki HASSAS ise, kesinlikle bu ürünleri kullanmayın...

Gündüz kullanılan SKIN ERGETIC BIOTHERM marka ürün cildi aşırı yağlandıran sürdükten sonra küçük kırmızı noktacıklar yapan ,ve kesinlikle yağlı olan bölgede sivilceye neden olan bir ürün. Kullandıkları bitki özü o kadar kuvvetli ki sanki greyfurttu sıkıp suyunu pamukla yüzünüze de sürseniz aynı etkiyi yapacak... İçerisinde güneş kremi de yok ayrıca, cildiniz ne sürseniz yarar cinsindense kullanabilirsiniz ama beyaz tenliyse yok yok ,uzak durmalı...Fİyatı da 120 TL civarı.

Gece kremi, gündüz kremine göre daha iyi sürülüyor daha çabuk tende emiliyor fakat aynı bitki özleri deriyi ele geçiriyor adeta :) Ben birkaç gün kullandıktan sonra sivilce yapınca devamettim özellikle belki kremden değildir diye fakat hiçbir değişikliğin olmadığını görünce bıraktım,sivilceler geçti hemen,başkalarında da aynı şeyi yapmış,bu ürünü doğrusu bıotherm e yakıştıramadım.

Sevdiğim tek nokta parlaklık oldu sanırım,ama onu da daha ucuz ürünlerle de sğlayabiliriz sanırım.

Görüşmek üzere <3




15 Mart 2013 Cuma

Loreal Makyaj Sabitleyici ve Makyaj Bazı

 Merhaba,
Bugün paylaşmak istediğim diğer ürün ise, LOREal in Makyaj sabitleyicisi ve MÜTHİŞ MAKYAJ BAZI ....

Ben bunu yukarıda da görünen düğün çekimlerimdeki göz makyajımda keşfetmiştim. Bütün gün Antalya sıcağında koşup durmuştum ama makyajıma hiçbir şey olmamıştı. Daha sonra da hep kullanmaya başladım çünkü özellikle fondoteni daha doğal daha pürüzsüz görünmesini sağlıyor. Fiyatı da çok uygun,25 tl civarı ve kadifemsi bir sürümü var.




Çok az sürmek bile yeterli oluyor,biraz köpük fondotenlere benziyor ama özellikle göz makyajını açık renk kullananlar için birebir. 10 saat sonunda bile inci rengi far hala gözlerimdeydi. Göz makyajı temizleme losyonuyla da kolaylıkla çıkıyor .Ben satın alırken Loreal Standı önündeki bayan ' seramik makyaj havası veriyor ' gibi şeyler de söylemişti ama o kadar parlak durmuyor,bence durmaması da günlük makyajda daha iyi ...



Sevgilerle :)
<3

Düğüm Çözücü Spreyler-Keranove,Pantene,Elseve Fiyaskosu

Günaydın,günaydın,günaydın.
Sabah sabah hemen yazmalıyım dedim çünkü yine netin kotası bitmek üzere:( 4Gb internet 10 günde bitiyor nasıl iş bu anlamadık,ne film izliyoruz ne de müzik indiriyoruz, neyse :)
 1. Keranove Düğüm Çözücü Sprey:
Normal saçlar ,nemli saça masajla uygulanan kokusu çok güzel olan,paraben içermeyen bir sprey. Sanırım iyi yanları da bunlar çünkü ne düğüm çözüyor ne saçı yumuşatıyor ne de parlakllık veriyor. Eugeneu Colur marka saç boyasını denemiş,memnun kalmıştım,bu ürünü de denemek istedim,ve çok da başarılı olmadığını anladım :) Ürünleri çok ucuz değil,bu sprey 24 tl idi,eğer kokusu hoş olan bir sprey arıyorsanız alınabilir.


2.Pantene,Onarıcı ve Bakım terapisi,iki fazlı onarıcı sprey

Üzerinde ne yazıyorsa onları gerçekleştiremeyen sprey kısaca. Sözde anında ışıltı,kolay taranma ve güçlü saçlar...Peeeeeh demek istiyorum :)

3.Elseve  Yıpranmış Saçlar için Onarıcı Bakım Spreyi

Bunları sanırım bilerek şampuanların yanında veriyorlar,zira gidip bu rünü beğenip de alan yoktur. Ellerinden çıkarmak için de şampuana iliştiriliyor. Ne kokusu güzel ne de saçta bıraktığı etki. Saçı kurutuyor,ilk kullanım da yapış yapış etki bırakıyor.


Bu ürünlerin hepsi içinde pro-keratin olduğunu iddia eden ürünler. Markalar güzel evet ama bu spreyleri kullanmak ,saça kolonya sıkmaktan farksız ... Bu konuda en etkili ürünü de buldummm ayrıca :)

Hakikaten saçlarımı yeniden dirilten ürünü de paylaşacağım :)

Sevgilerle  <3

8 Mart 2013 Cuma

Enfes Bir Koku ,Dove Vücut Kremi

Günaydıııııııııııııın:)

Günlerdir yazamıyorum,malum üst solunum yollarımda bakım onarım çalışmaları  mevcuttu... Faranjitle başladım,tonsilit,grip,bronşit derkeeeen hooop mentollu ,okalıptyslu,naneli limonlu hayatın içine düşmüşüm :P

Her kadının başucu kremi vardır ya hani vazgeçilmezdir,hem bitmesin isteyip hem de avuç avuç kullanırız (bu da tabi bir tür kadınsı çelişki sanırım ), işte ben o harika  kremimi sonunda buldum. Aklınıza tabii 'Ney viks gibi kokar bu!' gibi bir şey çağrıştırabilir,lakin iş öyle değil,tazeleyici,fresh ötesi bir krem olmuş Sevgili Dove,sen ne yapmışsın öyle ya :)

Not: Viks ne acaba diyen biri çıkar mı acaba diye merak ediyorum ki yolu o yakıcı mentollu kokudan geçmemiş biri hayatında hiç öksürmemiş,burnu akmamış biridir de ayrıca,alkışlıyoruz ,Sağlıklı vücudun somut örneğisin sen ! :)

Bir muhabbettir gidiyor farkındayım,gelelim,Dove mevzusuna ...

''Dove ,Go Fresh Nourishment Body Lotion''

İçinde ,mentol,tazeleyici salatalık ve yeşil çay özü mevcut.

Dove un vücut kremleri güzeldir evet ama bu kremin hızlı emilimi,sürdüğünüzde  ferahlık hissi vermesi  hemen fark ediliyor. Benim gibi vücudunuz kuruysa özellikle :)

Ben Watson dan almıştım,sonra başka mağazalara baktım,bulamadım,fiyatı da oldukça uygun :)

Sevgiyle,sağlıkla kalııın <3

1 Mart 2013 Cuma

Sevgili Blogum,
Uzun zamandır yazamadım farkındayım ama evde internetim yoktu :( sanırım defter günlüğünü inretnet günlüğünden de ayıran bu :) netin yoksa günlüğünde yok...neyse ki şimdi sorun çözüldü ve daha yeni yeni ısınmaya başladığım bloguma geri dönebildim.

Neler olmadı ki,yolunu beklediğim eşimin görevi bitti... artık evimizde.
buarada sağlıklı düşünemiyorum çünkü alt komşum ortalığı yıkıyor. yaşlı bir teyze ve alzeimer hastası. Oğluyla yaşıyor,oğlu evde yalnız bırakıp gidiyor .o da bütün gün kapıları yumrukluyor,bağırıyor... üzerinden kilitliyormuş,çıkıp gitmesin diye. bende yanına gittiğimde biz burada oturmuyoruz urfadayız çok uzaktayız falan diyor. çok üzülüyorum. benden başka kimsenin gitmemesi herkesin bu durumu kanıksamış olması da ilginç. sessizce kapının önünden geçiyorlar ,duymamazlıktan geliyorlar,deliymiş yazık diyorlar. Biz toplum olarak ne zaman böyle olduk acaba ?
oğlunu arayıp anneniz panik oldu sanırım dediğimde 1-2 saate gelirim diyor rahat rahat,anlamadığım o da bu duruma alışmış,ve kendini çekmiş onun unutkan dünyasından.Allah yardımcısı olsun her ikisinde ne diyeyim.
O kadar yazmadım yazmadım böyle bir giriş yaptım farkındayım ama etkileniyorum:( en iyisi ben çıkıp biraz yürüyüş yapayım,hava da çok güzel,ooooh miiiiiiiis:)

3 Şubat 2013 Pazar

Güzel günler ,bizi bekler...:)

Ders çalışmalıyım,çalışmalıyım,malıyım,lıyım,yım,ım,mmmmm...:)
Görülen kitap Medeni Hukuk kitabı,önemli yerlerin altı çizilmiş,Allahtan sadece önemli yerleri çizmişim ,2 cümlede gereksiz görünüyor,bir de kendimi motive etmek için kıyısına da ''ı love law'' yazmışım uydurukran :D
BİLGİYİ seviyorum arkadaş da sınava tabii tutulmaktan hoşlanmıyorum....
Alışveriş yapmayı seviyorum ama para harcamaktan hoşlanmıyorum...Çelişki mi ne ki bu ?

2.üniversite böyle bir şey işte,ciddi alıyorsun her şeyi :)

Dün o kadar yoruldum ki kollarım ağrıyor,Migrostaydım,arabayla gitmemek gibi saflık yaptım,yürüyen merdivenlerden düşüyordum ki amcanın biri tuttu kolumdan,aldıklarım resmen ağırlık yaptı :)

Ama güzel şeyler aldım,özellikle de


Bu kesme tahtasına bayıldım,yanına tuzluk ve biberlik öğütücü de aldım,artık deniz tuzu kullanıyorum alkali oranı daha fazla diye,tam da indirimine denk gelmişim,40 liradan 14,90 tl ye inmiş fiyatı farklı kesme tahtaları da vardı,bıçağı da yanındaydı.Karaca da müthiş indirim var tekrar gidersem inek şeklinde mutfak alarmı vardı,onu alacağım :)
Bernardo dan kek kalıbı aldım ama kelebek desenli kahve fincanları hala aklımda ...
FLOdaki şeffaf ayakkabı koruyucusunu şiddetle tavsiye ediyorum,çizmeler için birebir,boyayı koruyor,suyun zarar vermesini engelliyor ve şeffaf olduğu için tüm ayakkabılarda kullanılabiliyor.

2 çanta, 1 çizmeyle Flodan çıkabildim. Çantalardaki indirim ben mağazaya gitdiğimde olmuştu,üzerine bile yansımamıştı,şans işte,siyah giymiştim ya onun enerjisi diyelim :) Bugün renkli giyiniyorum havaya ve hayata inat. pazar günü güneş renkleri...Turuncular,sarılar,patlayan renkler...

Bugün ders çalışıp evi toparlamam lazım artık. Kararlıyım...

Görüşmek üzere.
Sevgiler.

1 Şubat 2013 Cuma

Alkali İle Gitsin KİLOLAR !

Oy ooooy ooooy ... Bedenimin verdiği tepki ve sinyalleri birazcık da olsa unutmak için yazmak istedim. Önce güzel bir müzik ekleyelim...
''Gözlerimi kapatsamda sen çıksam karşıma '' ...Canım eşim,seni çok özledim. Sen olmayınca mızmızlanacağım da kimse yok evde:(

Şu an : Uzun zamandır olmayan böbrek ve karın ağrım başladı. Soldan gelen sırtıma doğru yayılan bir ağrı, arada geçen birden gelen ve neredeyse darbe almışım hissi veren, nefes alış verişim düzensiz,kalbimde ritim bozukluğu oluyor,bacaklarım ağrıyor,halsizlik,uyuşukluk,sersemlik,dikkati toplayamama,gece geç yatıp sabah mutsuz uyanma,uyanamama,gözlerimin altında morluklar var ....Ve 2 kilo almışım...59 kiloyum şu an...

Evet,bunlar için bir sürü neden olabilir... Ancak hepsi geçmişti..Her gün 45 dakika pilates,yarım sa yürüyüş ve ALKALİ diyetimle bunların hepsi geçmişti...ŞU AN GERÇEKTEN İŞE YARADIĞINI DAHA İYİ ANLIYORUM.

Bu konudaki en iyi kaynak,ki benim de tanışma aracım,


MEĞER SEN NE MÜTHİŞ BİR HAYAT TARZIYMIŞSIN...HEMEN KİTAPTAN ALINTI AKTARAYIM:


İnsan olarak bu kadar gelişmiş bir biyolojik sisteme sahipken, reflekslerimizin bir kurbağınınkine benzer olması ne acıklıdır.
Diyelim bir kurbağamız var;

Kurbağamızı içi soğuk su dolu kaba koyup suyla beraber ısıtırsak, kurbağamız ısıya adapte olur. Onu pişiren suya kaynayınca bile tepki vermez. Sürece alışmıştır.Tehlikeyi farketmez.
Aynı kurbağayı kaynar suya direkt atarsak, ...
anında zıplar kaçar.
Ani şok etkisi!

Bir sorun topyekün tepemize binerse daha kolay farkediyoruz. Yavaş yavaş olan zararlı durumlara ise adapte olup, onları görmezden geliyoruz.

Ama gerçekler, biz onları görmezden geliyoruz diye ortadan kalkmaz!


Diyelim ki akvaryumda balığımız var.
Suyunu hiç değiştirmezsek, balık hastalanırsa, balığı mı değiştirmeli suyu mu?

Ortam her şeydir.

Bizim ortamımız nasıl?
Modern yaşam bize ne getirdi, bizden ne götürdü?

Hazır yiyecekler dolusu market rafları, hızlı üretilmiş GDOlu sebzelerle dolu manavlar,bir metrekarede yaşayıp semirmiş hayvanlar, bol kimyasallarla temizlenmiş şehir suları, bolca ilaç… Bütün bunları görmezden gelip , hastalık ortaya çıktıktan sonra panikle koştuğumuz ileri(!) tedavi yöntemleri…

Kurbağamızdan ne farkımız var.
Suyu kirlenmiş akvaryumdaki balıktan ne farkımız var?


Ne yapacağız? Yeni fikirlerin kabulü için şimdiki ‘ilaç’ devlerinin yanlış yönledirdiği tıp adamları neslinin değişmesini mi bekleyeceğiz?

Elinizdeki kitap bu büyük soruna basit bir çözüm öneriyor.

İki şey yeterli.

1- Mevcut yaşam tarzının “iç”imizi ve “dış”ımızı kirletiğini farkedeceğiz
2- Kendi iç ortam sıvılarımızı temiz tutacağız.

Bunu yapmanın ilk koşulu büyük resmi görmektir:

Hastalığa ve sağlığa giden yol aslında cok basittir. Akvaryumun suyunu temiz tutacağız. Tüm vücutta, tüm dokularda, tüm hücrelerde ortamı temiz tutacağız.

Ortam herşeydir.

Problem ise en basit ifade ile vücutdumuzun iç ortamının kirlenmesi yani ‘asitlenme’dir.

Nasıl sanayi atıkları, kontrolsüz karbon salınımı dış ortamımızı kirletiyorsa, vücudumuz da hem kendi metabolizmamızın doğal döngüsü hem de aldığımız yanlış gıdaların sindirimi sonucu asit son ürünler üretir; iç ortamımız devamlı kirlenir. Vücudumuzdaki dokuları, organları, hücreleri, kanı kirleten zehirli artıklar, “vücudun asitlenmesine” sebep olur.

Asitlenmenin en önemli sebebi bizim içeri soktugumuz zehirlerdir. Bu zehir bir tutam şeker de olabilir, bir tutam tuz da.

Kalp krizi geçirmis bir yakınmızı ziyarette, “Arabana gösterdiğin özeni vücuduna göstermiyordun” diye yakınan bir aile ferdini duymadık mı?
Arabanızın deposuna gelişi güzel benzin, dizel, gaz yağı veya bir bardak şeker koymazsınız. Motoru harap edeceğini, arabanın bozulacağını bilirsiniz. Ama yediğinizi içtiğinizi vücut motoruna uygun yakıt olarak seçmediginizde ödeyeceğiniz bedeli umursamazsınız. Ve bu umursamazlığın bedeli çok ağırdır; sağlığımızla ödenir.

Düşünelim bakalım. Kanser, diyabet, gut hastalığı, kilo problemleri, safra kesesi, bağırsak poblemleri, karaciğer yağlanması, damar sertliği, kalp hastalıkları, osteoporoz denince aklımıza virus ya da bakteri mi geliyor? Gelseydi güzel olurdu; onları suçlardık bu hastalıklar için.

Oysa suçlu biziz. Bu hastalıkların sebebi motora yanlış benzin koymamızdır.

Hastalıklar bize olmaz, biz onlarin bize olmasına sebep oluruz.

Sebep, yanlış benzin sonucu olusan asit artıkların vücutta birikmesidir.
Asidin vücudun temizlik, savunma, onarma sistemlerinin kapasitesinin üzerine çıkacak kadar birikip tüm dokuları kirletmesidir.

ASİTLENİYORUZ.

Yıllarca biriken bu asitleri ameliyatla, şipşak yutulan bir hapla yokeden tıbbi bir yöntem yok. Asidi azaltmanın yolu, asidin panzehiri alkaliyi arttırmaktır.

PANZEHİR; ALKALİ OLMAKTIR.
 
diyor,sevgili yazar...
Farklı kaynaklarda alkali diyetle ilgili şöyle bir hesaplama yapmışlar : diyelim  5 kilo vermek istiyorsunuz ,bunu 3 ile çarpıyorsunuz,15 gün süre ile alkali şekilde besinleri tüketiyorsunuz ...
1 ayda 10 kilo veren var,ki bu şok diyet gibi bir saçmalık da değil,aslında diyet de değil,yaşam şekli....
Tabi arkadaş çevrenize bunu anlatmak kolay olmuyor. 'Ne yani sen şimdi kola,kahve ,alkol içmiyor musun yaniiiii?'' diye şaşırıyorlar sanki ayda yürümeyi teklif etmişim gibi...Sosyal ortama uyum konusu işi zorlaştırıyor ,gerçek ...
LaKİN,
Karın şişliği, terleme, kilo problemi yok...Vücudum hafif,fit,saçlarımdan tırnaklarıma kadar yenilenme hissi,uykunun kalitesinde artış,az uykuya rağmen dinamiklik,vücuttaki tüm ödemin gitmesi,kesinlikle sigara denen illete veda,ciltte parlama,daha mutlu ve huzurlu bir insana dönüşüyorsun...
Her şeye daha farklı bir bakış açısı geliştiriyorsun,büyük kırmızı market zincirlerinin hayvanlara ne yaptıklarını,sektörün obeziteyi nasıl getirdiğini,bağımlılığı,bir türlü doyuma ulaşmayan mide ve ruhu görüyorsun...
Bu konuda yazılacak da söylenecek de çok şey var...Bu yaşam tarzının en ünlü temsilcilerinden biri de ,
 
Victoria Beckham, çocuk doğurmasına rağmen zayıf kalmayı başaranlardan. Hatta fazla zayıf..:)
Türk insanının genetik özelliklerinde böyle bir zayıflık olduğunu sanmıyorum ben :)
 
Araştırmaya devam edip bu konudaaaaa epey paylaşım yapasım var. İlgilenen olur mu bilmiyorum ama ben ara verdiğim dönemime yarın tekrar başlıyorum ...Ne yiyip içtiğimi ,sağlıklı menülerimi burada yayımlamayı düşünüyorum..
Madem güzel olan her şey ile ilgili bir blog yazıyorum:
Bedenimizin ve içimizin güzelliğine de yer verelim .
SEvgilerle...

Cumartesi mi? İŞTE SİYAH OLMA ZAMANI!

2013 yeni yıl derken şubata geldik...Şubat ayı denilince aklıma eskiden resim derslerinde çizdiğim resim geliyor,bir ev,oda,büyük bir soba,kenarındaki minderde kedi,önünde bir yumak,ortada halı,büyükçe dikdörtgenden yapılmış bir kanepe,üzerinde önce oturarak çizelmek istenmiş ama becerilememiş bir anne,perdeleri ikiye ayrılmış,bir küçük pencere...O kedi hep olur,O perde mutlaka iki yandan tutturulurdu...Şİmdi çiziyor olsak sanırım perdenin kenarından içeri bakan kedi resmi olurdu...Nereden nereye geldim böyle acaba :) Her neyse...Meselemize geri dönüyorum...

   Asil Cumartesi...Siyah İnci Zarafetiyle Bizi Büyüleyecek...

Kış ayında olduğumuz için hiiiç zorlanacağımızı sanmıyorum...Siyah,kimin vazgeçilmezi değil ki?




Asil ve siyah deyince aklıma ilk gelen COCO CHANEL...Müthiş bir kadın...Bayan Chanel...Her daim içtiği sigarası,sansanyonel yaşamı,dikimi,şapkaları,pantolunu kadınlara getirişi,hayattan esinlenerek lacivert beyaz çizgili denizci konsepttini getirişi,asil ve zarif çizgisi...Filmini uzun zaman önce izlemiştim,izlemeyen varsa tavsiye ederim,çok güzel bir filmdi..


Cumartesi gününe gelince, Satürn ve Uranüs gezegenleri...Oğlak ve Kova burcunun günleri..Satürn ,düzen ve disiplini temsil ediyor. Uranüs ise değişimleri. DEğişim için, ev taşıma gibi işler için uygun bir gün. Manevi olaylarla ilgili zaman ayırma günü. Aynı zamanda gelecekle ilgili planlarımızdaki korkulardan arınma günü...

Yarın dışarıda zaman geçirmek isteyenler siyah beyaz birkombin hazırlayabilirler,zira dama deseni,siyah beyaz çizgili taytlar,tunikler,elbiseler çok moda...

:) Umarım güzel bir haftanın ardından daha da şanslı daha da mutlu daha da sağlıklı bir hafta bizimle olur...

Sevgilerle....

31 Ocak 2013 Perşembe

Ve Güzel Cuma ,Sen Nelere Kadirsin ...!

Neden mi böyle söyledim ? :) İşte cevabı...Cuma gününün gezegeni Venüs...Yani güzelliği simgeleyen ünlü venüs...REngimiz PEMBE...
Bazı kaynaklarda turkuaz ,açık mavi desede ben pembenin bu güne yakaışacağını düşünüyorum.
Boğa ve terazi burcunun günü ayrıca...Yarın için ilişki, güzellik ve parayla alakalı isteklerin  çabuk netleşteği söyleniyor. En sevdiğim renklerden biri olan pembe ...İNSANIN İÇİNİ AÇAN,YUMUŞATAN,SAKİNLETEN,MİS GİBİ BİR RENK...

Ayrıca , Pembenin ağrıyı azalttığı konusunda ciddi ciddi araştırmalar. Hastanelerde tercih edilen bir renk olmaya başlamış sırf bu yüzden. Başı ağrıyan biri odaklanıp pembe bir duvara baktığında ağrıda azalma oluyormuş. Pek başı ağrımayan biriyim,bunu henüz deneyimlemedim :)


 Adil Işık koleksiyonu...Harikalar...
Yarın takacağınız pembe bir fular,pembe taşlı yüzükler,kolyeler,kışı bahara çevirecek,sizi de venüsün enerjisiyle güzelliğinize güzellik katacak..Buna inanın ...:)

Cuma gününüz şanslı bereketli aşkla dolu geçmesi dileğiyle..

Sevgiler :)

30 Ocak 2013 Çarşamba

Güzel Toprak Renkleri Perşembe Günü Giyilmeli

Merhaba,
Bugün öyle güzel bir gündü ki...Hava önce açtı,tam açtı ne güzel derken bir bulut geldi. Tüm Antalyayı kapladı..Ünlü çarşamba pazarına gittik annemle beraber.O kadar kalabalıktı ki,pek birşey beğenip de alamadık. Tezgahlarda genellikle okul üniformaları vardı. Yazık dedik annemle içimizden ...Arkalarında hep okul isimleri,önlerinde armaları... Ama yeni MEB Bakanımız Nabi Bey in bu serbestlik konusunda fikirleri farklıymış. Geri alınabilirmiş...O zaman bu yok pahasına satılan formalar ne olacak bilemiyorum...

Gelelim,perşembe günü rengimize  ;toprak tonları...Herkesin dolabında mevcuttur. Bu arada benim gibi kararsız bir terazi burcuysanız bu uğurlu renk olayı öyle güzel çözüyor ki işi...Normalde dolap karşısında epey vakit kaybeden biriyimdir .Hatta dolabın karşısında giyecek bir şey bulamıyorum diye ağlamışlığım bile vardır :) Şimdi geçti çok şükür...Bu toprak tonları skalasını koydum ki sadece kahverengiden ibaret olmadığını görelim :)


Doğanın bir parçası olduğumuzu zaman zaman unutuyoruz... Hırçınlaşıyoruz,egolarımız devreye giriyor... belki bir gün anlarız ellerimizle yok ettiğimiz doğanın zarafetini...

Sevgilerle ...

29 Ocak 2013 Salı

Güzel Çarşamba GEL Bana :)

renkler renkler renkler....İyi ki varlar hayatımızda...Yarın çarşamba, haftanın ortası. Bu hafta bitiyor. Bugün kırmızı rengimizdi,pozitif,ışıl ışıl olmuştuk. Yarına gelince....

Çarşambanın güzel rengi YEŞİL ... yarın nereye gidersek gidelim ,iş yeri,alışveriş merkezi,spor salonu neresi olursa olsun bir şekilde yeşili kullanalım... KENDİNİZİ İNANIN ÇOK İYİ HİSSEDECEKSİNiZ. DANA ENERJİK VE DAHA ŞANSLI BİR GÜN SİZİ BEKLİYOR:) Ben de bayıldığım  gömleği kombinledim. pantolon,gömlek Mango,çanta Burbery :)

Eğer alternatif üretemiyorsanız,yeşil ojeler de gününüze renk katacaktır ....
ESTEELAUDER iN nemlendiricisini de eklemeden edemedim .Kardeşimin daha önce tavsiye ettiği bir üründü,indirime girdiğinde mutlaka edineceğim :)

Herkese bol renkli günler :)

28 Ocak 2013 Pazartesi

Güzel bir Salı için,KOMBİNİMİZ !

Merhaba,
Günlerin renk enerjilerinden bahsetmeye devam...Salı günü için bize pozitif enerji verecek, motivasyonumuzu arttıracak rengimiz :kırmızı ...

Kıyafetimizin küçük bir yerinde kırmızıyı kullansak bile yeterli...Bugün yaptığım papyonu kullandım ...Çok pratik ve kullanışlı.

 

Ve evet,dolabınızda sakladığınız, nerede giysem dediğiniz kırmızı topuklu ayakkabıları yarın giyme vakti....siyah beyaz kırmızı bir kombin ,harika olurdu doğrusu :)

Ayakkabı zara : 30 tl(hala indirimde mevcut:))

tunik gömlek:lcw 20 tl


Güzel bir Pazartesi için !



Merhaba,
Pazartesi günü özel kombinini zorda olsa yapmayı başardım :) Renklerin enerjilerine inanıyorsanız-ben çok etkileniyorum- bugünün renkleri de pudra,inci,krem gibi soft renkler... Ben özellikle gömleğe bayıldım,H&M,keşke Antalyada da olsa ...Şık ve rahat bence.....

Günlerin renkleriyle giyinmek hem sabah 'Ne giysem bugün?' karmaşası ve kararsızlığına son veriyor hem de insana pozitif enerji veriyor. Renklerin günlerle ilgisi taşıdıkları gezegenlerin özelliklerinden geliyor. Örneğin Sunday,Pazar,Suny ,Yani güneşten enerjisini alıyor ve sarı,turuncu gibi renkleri temsil ediyor...

İnci bir küpe , bu günü en güzel ifade eden takılardan :)

SEvgilerle..


26 Ocak 2013 Cumartesi

Güzel şarkıyla başlamak...

Güne güzel bir Ziynet Sali şarkısıyla başlayalım...Ağlama Anne Ben de Herkes Kadar Yandım ...

Biri kitap mı dedi?

İşte son zamanlarda okuduğum en güzel romanlardan biri...Da da da daaaan...

Epey reklamı oluyor,Elif Şafak a rakip mi geliyor ne ? Yalnız şu cümlelere bayıldım :

''Ruhun kaldırabildiği acıyı bazen beden reddeder,çünkü kaldıramaz. O zaman bedeni daha derin bir acıyla susturmak gerekir. aşkın acısından kaçarak sığınılacak en uygur yer ancak birsavaş olabilir. Ruhumun acısını ancak bedenimin acısı dindirebilir. Aşkımı acıya döndürebilirsem ancak dayanabilirim. Yaşadığıyla yaşamadığını artık ayrt edemeyen zihnim tümüyle gerçeğin ortasında. Oysa...''

Bu cümlelerden bile çıkıyor konusu; Savaş,aşk ve yolculuk...Dramatik,romantik,tarihi....

Bu bitince sıra İskender Pala nın Efsane sinde...


Yağmur da yağıyor,ondan bu romantikliğim...:) Güzel güzel videoları da var kitabın...Nazan Bekiroğlu bizzat romanda geçen yerleri gezip fotoğraflamış....

Filmi olsa ne güzel olur ama...!

Görüşmek üzere..

Günaydıııın:)

Nasıl bir başlık atsam acaba diye düşünürken sabah sabah aklıma düşen ilk şeyi paylaşayım dedim. Daha kalvaltı bile yapmadım bu zarif beslenme diyetimle ilgili daha sonra bir post gireceğim... Neyse gelelim bu muhteşem kokularla dolu olan mağazaya...

Beklenen indirime girildi...Dark Kiss adlı parfüme bayılıp bayılıp durmuştum ...Onun yerine kara böğürtlenli vanilyalı bir parfümü almıştım... Dışarı bekleyen babam ve annem olmasa daha bakardım çünkü bir terazi burcunun istediği ne varsa mevcuttu. Sevgili eşim olmasa kararsızlığım sonucu hepsini beğenir,alamazdım...:)

Perdeleri hala açmadım ,çünkü dışarıda ''Keşke teknem olsa da onunla gitsem'' dedirten bir yağmur yağıyor...  Her nasılsa  kapalı perdeyle psikolojimi kandırabiliyorum ve kapalı hava sendromu evin içine ve bana dolmuyor...

Dün annemle Antalya nın altını üstünü getirdik... Eve geldiğimde kollarım 1 cm daha uzamıştı poşet taşımaktan... Akşam 6 gibiydi sanırım ,hava kararmıştı. Annem ben dışarıdayken hava karardığında arar ''Hadiiii gelmiyon mu,hava karardı !'' derdi ama bakıyorum da kendi gezerken sorun değil o karanlık :) Yolda ayrılırken kendimi çok tuhaf hissettim...Herkesin kendi evine gitmesini...3 ay önce evlenen biri olarak 26 yıllık baba evinden kendi kurduğun eve...Hüzünlendim...Bir garip oldum,hep annemle alışveriş biter,tramvay yolu tutulur,ben tramvayda gençleri zorla kaldırır,annemi oturdurdum,umarım dün ayakta gitmemiştir. Antalya nın insanının her şey iyi hoş da, toplu taşıma da hepsine bir uyku hali,pencereren dışarı kafasını 180 derece çevirerek izleme hali geliyor...Kulaklık takılı ama bir şey çalmıyor falan...Gideceği yer 10 dakikalık yer oturacağım diye hırs yapıyorlar ...Ben bu konuda bayağı birikmişim yahu..:))
Bugün evi derleme toplama işine gireceğim,kendime söz verdim. Dün medeni hukuk son miras hukuku kalmıştı belki onu bitiririm. Neden son gün çalışma alışkanlığı edinmişim arkadaş ben ya,bunu kim öğretmiş bana...Lisede de üniversite de sınavdan bir gün önce sabahlar,kan çanağı gibi gözlerle sınava girer sonra da ne biliyorsan unuturdum. Ama sınavlar yüksek alarak bu davranışımı pekiştirmeseler bu devren böyle gitmezdi. Baktım ki 1 gün önceden çalışınca yüksek not alıyorsun,tamamdır bu iş...:)

Farkındayım monolog yapmaya başladım,kahvaltı zamanı geldi sanırım...

Görüşmek üzere ,

Sevgilerle..



25 Ocak 2013 Cuma

Yaşasın Alışveriiiş Zamanı :)


Uzun zamandır kendime vermiş olduğum alış veriş yapmama sözünü bitirmiş bulunmaktayım :)

Neyse ki bu söz tam da indirim sezonuna denk geldi,yaşasın :) Aslında beni Terracity e götüren facebookta düzenlenen yarışmada kazanmış olmam ve hediyeyi bizzat gidip almam gerekliliğiydi. Sephora dan Bıotherm in serumu,nemlendirici gece ve gündüz kremlerini hediye ettiler .Tam da nemlendirici alacakken :) Ee tabi oraya kadar gidip geri dönmek olmaz deyip sadece 2 katı gezme sözü verdim ve aldığım alabildiklerim yukarıda görünmekte ...Lcw mağazası adete pazar yerine dönmüş, minikler bile çocuk reyonunda kendi başlarına alışverişe bırakılmış haldeydi:) 10 yaşlarında ufaklık, ''Ama bunun 11-12 yaş olanı yok mu? '' diye satış elemanının sıkıştırıyordu :) Ben de en tenha yer olan pijama reyonundan 3 adet takım almayı başardım...taneleri %60 indirime uğramış,15 ve 20 Tl ydi...


Siyah ,Beyaz bebe yaka şeritli badi 20 tl,Bershka Gri mont 45 tl( Bershka da tam bir liseliler istilası vardı .Elbiseler 20 Tl ye düşmüştü ama kimi yırtılmış,sökülmüş,patlamış ..Sıcaktan bayılmak üzere olduğum için her yerini gezemedim :( )Bershka dan siyah beyaz kolye 5,9tl,
Lcw siyah benekli gömlek tunik 20 tl ve favoriiiiim,son dakika da gördüğüm koşarak kendine doğru gittiğim koyu kırmızı borda vari topuklu ayakkabılar Zara 30 tl ...:)

Görüldüğü üzere oldukça indirimli haliyle almışım daha da inmezdi doğrusu ...

Dün Terracity den çıkarken,gözlerim buğulu arkama dönüp vedalaştım...Bizim evden oraya gitmem arabayla 1 saat,otobüsle 50 dakika sürüyor . Otobüsle oraya giderken sıkışmış trafikte arabanın içindekilere bakıp 'iyi ki arabayla gelmedim'' duygusu yüzünden toplu taşıma hayranı insana dönüştüm...Vay arkadaş 2 kata daha baksam iyiymiş :))

Bu arada arabanın da kısa devre sıkıntısı olduğu için her inişte akünün kutup başını söküyoruz...bir yere gideceğimizde de kaputu açıp tekrar takıyoruz,ortada da motorun üzerinde elinde 11/12 anahtarla bir şeyler yapan hatun portresi çıkıyor bunun bir AVM de olması istemem,hayır ,olmaz :D

Bugün sabah 8 de uyanıp Medeni Hukuk çalıştım ve konu kayyımlık konusuna gelinde bu işlerin ne kadar sıkıcı olduğunu anladım... Ne güzeldi alışveriş yapması :)

Umarım misafir vs bir şey gelmez,ev öyle harap ki anlatamam. Tam ders çalışmaya karar veriyorum bir bakmışım temizlik yapıyorum tam temizlik yapmaya karar veriyorum bir bakmışım AVM deyim :)))Geçen gün ders çalışmamak için adete bıçakları bile bileyecektim,şimdi de evde durasım yok.Antalyanın güneşi kollarını açmış,gel bana geeel diyor...En iyisi evi akşama sağlamak,kitapları da alıp sahilde okumak ...

Umarım şanslı bereketli bir gün olur.

SEvgilerle :)